Ana sayfa
         
     
Rapor - Makale > Patent > Patentlerle ilgili şok edici anılarım:

"El sıkmak memnun":

T.C.'nin büyükelçilik görevlileri, PTO (Patent and Trademark Office)'nun halkla ilişkilerinden bir rehber ayarlamışlardı. Amerikalı rehber PTO'nun değişik yerlerini gezdirdi. Orada, bir de, PTO'da geri kalmış ülke yetkilileri ile yapılan toplantılara "glad hand shake" (el sıkmak memnun) toplantısı dendiğini öğrendik. Eskiden, geri kalmış ülkelerden birinin, üstelik de önemli, bir bakanı PTO'yu ziyaretinde el sıkışırken, "memnun oldum" demek için İngilizce anlamı olmayan bu tabiri kullanmış; Sonuçta "Glad hand shake", üçüncü Dünya ülkeleri yetkilileri ile yapılan sıkıcı ve vakit kaybı olarak nitelendirilen toplantılara "takma ad" olarak yerleşmiş.

Bakan bey daha evvel Türkiye'de bir firmada genel müdürlük yapmıştı. PTO'dan çıkınca "Yahu lisans almak için adamların öpmediğimiz etekleri kalmazdı, meğerse hiç gerek yokmuş!" dedi. Ben, "T.C.'de bunu anlatmaya çok çalıştım ama kimse dinlemiyor" deyince, "Ağa! Sen, sen olarak anlatmaya çalıştın, ben T.C.'nin bir bakanı olarak anlatacağım, bu farklı olacak!" demişti.

O tarihten sonra Bakan Bey'i bilim ve teknoloji konularında yönlendirmeye çalıştım. Bir tedbirler paketi önerdim (detayları "ABD: Madalyonun Öbür Yüzü" kitabımda verilmiştir). Öncelikle coğrafi olarak kolay şekilde serpiştirilecek altı patent kütüphanesi vardı. Kaynağın Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından ayrılması gerekiyordu. Dolayısı ile DPT'nin onay vermesi gerekiyordu.

DPT Müsteşarı'nın bir gün uçakta yanına bir ABD'li patent avukatı düşmüş. Avukat, Müsteşar Bey'e "patentler önemlidir!" demiş. Bir Amerikalı'dan böyle bir beyan hafızasında yer etmiş. Onun sayesinde müsteşar bey konuyu duyunca kesip atmadı, ancak "altı olmaz ama bir tane olur" dedi.

ABD Patent Ofisi (United States Patent and Trademark Office) yeni binası;
Alexandria, Virginia (Washington D.C. yakınları)
www.uspto.gov

 

Rapid Patent:

Mikrofilmleri imal eden "Rapid Patent" firması ile irtibat kurdum. Ayriyeten onlar aracılığı ile ABD'li patent hukukçularına patentleri anlattırmak üzere Ankara, İstanbul ve İzmir'de birer seminer düzenlettirdim. Aslında bu seminerleri -hem ABD'deki düzeni, hem Türkiye'deki düzeni bilen biri olarak- ben verebilirdim. Ama Türk'ün Türk'e karşı güvensizliği, kıymet vermemesi ve yabancılara Türk'ten daha çok inanmalarından dolayı, bu semineri ABD'li avukatlar verdi. Tabii ki mesajlar hedef kitleye erişemedi.

Rapid Patent şirketi o zamanlar (1980'li yıllar) ABD Patent Ofisi ile kontratlı çalışarak ABD patentlerini mikro film haline getiren, tüm Dünya patent kütüphanelerine (mikrofilmlerini) satan tek kuruluş idi. Türkiye'ye gelecek arşivle ilgilenen şirket yetkilisine gelişmekte olan ülkeler arasında en çok hangilerine satış yaptıklarını sorduğumda verdiği cevap beni hiç şaşırtmamıştı: Güney Kore, Taiwan, Çin. Aynı şirket yatkılısı, mikrofilm sistemleri ve patent kütüphaneleri gelişmeden evvel ABD'deki üretim firmalarının Ar-Ge departmanlarının ABD patent kütüphanesinde üstlenmiş ekiplerinin yeni ve eski patentleri nasıl araştırdıklarını da anlatmıştı; Her şirketin Ar-Ge departmanından bir ekip, patent kütüphanesinde nöbetleşe çalışırlarmış. Diğer bir değişle patent ofisinin çalışma salonunda ekibi olmayan "üretici" şirket yok imiş.

T.C.'nin ilk Patent Kütüphanesi:

Türkiye'nin tek Patent Kütüphanesi geldi, hiç ilgisiz bir yere, Türk Standartlar Enstitüsü'ne yerleştirildi. 3 kişi eğitim için Rapid Patent'e gitti, geldikten sonra patent arşivinde çalıştırılmadılar. Derken benim danışmanlığını yaptığım bakan ayrıldı. O arada ABD patent kanunu ile içtihatları da içeren geniş bir rapor hazırlamıştım. Giden bakanın arkasından gelen iki bakan (takriben bir yıl içinde) ne konuyu duymak ne de hazırladığım raporu okumak istediler. Her yarı aydın gibi Dünya'yı zaten bildiklerini sanıyorlardı...

1989'da istifa ettim. Hazırladığım raporu genişlettim, ABD'deki federal yönetim sistemi ve serbest piyasa ekonomisini de ekledim. İnkılap Kitapevi yayınlamak istedi. T.C.'deki telif hakkını aldı. Telif ücretini kitap olarak istedim. 80 tane kitap etti. Onları da adreslerini bulabildiğim kütüphanelere gönderdim.

T.C.'de her kafadan çıkan kıymetsiz fikirlerin oluşturduğu gürültülü ortamda artık yapabileceğim bir şey olmadığına karar vermiştim.

Derken oldu zaman 21. yüzyıl, internet çıktı. Dünya'nın neresinde olursa olsun benim yaşadıklarımı genç beyinler yaşamasın diye, yol göstermek amacı ile, patents4technologies.com sitesini açtım. Yaşadığım sürece de açık tutmak istiyorum. Yeri gelirse TurkCADCAM Grubu gibi, hedef kitleden insanların olabileceği yerlere mesajları vermeye çalışıyorum, çalışacağım. Ama faydalanan oluyor mu? Oluyorsa kaç kişi oluyor? Bilemiyorum.

Tüm okuyanlara sevgilerimle,

Tamer Özel

 

* Reference desk: ABD'de kütüphanelerde diğer ülkelerdekine benzer, referans masası bulunuyor. Ancak ABD'dekilerin diğer ülkelerden farkı; bu masada çalışanların bilginin yayılması konusunda uzman olmaları. (Diğer bir değişle; bir soru ya da sorunla gittiğinizde, onu halletmek için seferber olmaları.)


Yazarın diğer makaleleri:

         
     
TurkCADCAM.net > Türkiye'nin yeni ürün tasarım, geliştirme, CAD/CAM/CAE, CNC, kalıp ve imalat teknolojileri portalı
***** Sektörün profesyonel bilgi ve işbirliği platformu *****
© 2002-2017  Sinerji Yayıncılık, Tanıtım ve Danışmanlık Hizmetleri
Bu portaldaki içerik, ancak kaynak belirtilmesi ve izin alınması şartıyla yayınlanabilir.